İsmet Çıtak Sigorta

Tarihçe

SİGORTA NEDİR?
Sigorta, risklerin gerçekleşmesi sonucu doğabilecek zararları gidermek için kullanılan mali araç. Sigorta sözleşmesi, sigorta yapılması için hukuken gerekli sözleşme. Sigorta şirketi, sigorta işlerinin yönetilmesi, işletilmesi, satışı ile ilgilenen şirket. Sigortacılık, bu işlerle ilgilenen meslek.
İnsanların tüm varlık ve girişimleri risk (riziko) adı verilen belirsizliklerin tehdidi altındadır. Sigorta, risklerin gerçekleşmesi halinde doğan zararı karşılar, böylece geleceğin maddi açıdan belirli hale gelmesini sağlar. Sigorta kişi ve kurumlara güven sağlar, böylece geleceğin planlanmasını mümkün kılar, girişimciliği teşvik eder.
Sigorta, temelde, benzer riske maruz kalan kişilerin (sigortalılar) maddi güçlerini birleştirerek yardımlaşmasıdır. Sigorta şirketlerinin işlevi, bu kişilerin birbirlerini bulmasını ve gerçekleşen zararların giderilmesini organize etmektir.
Aynı riske maruz kalan kişiler bir araya gelerek gerçekleşen riskleri hep birlikte karşıladıklarında, kişi başına düşen ödeme miktarı düştüğünden büyük bir risk bile herkes için karşılanabilir hale gelebilir. Bir araya gelen kişi sayısı ne kadar fazla olursa, kişi başına düşen zarar miktarı o kadar tahmin edilebilir hale gelir. Olasılık hesaplarında büyük adetler kanunu (veya büyük sayılar kanunu) adı verilen kanuna göre, aynı riske konu olan kıymetlerin sayısı ne kadar fazla olursa, gerçekleşecek hasar, riskin oluşma ihtimaline o denli yakın olacaktır.
Bir sigorta şirketinin organizasyonu altında biraraya gelen sigortalılar gelecekteki hasarları karşılamak için prim adı verilen ücreti öderler. Prim tutarına, hasarlar için yapılacak ödemelerin yanı sıra, sigorta şirketinin işletme masrafları, kârı, vergiler, acente komisyonları gibi kalemler de dahildir.

TARİHÇE
Babilliler'in M.Ö. 1800 yıllarında geliştirdiği Hammurabi Kanunları, sigortanın bilinen ilk hukuki şeklini içeriyordu. Buna göre, bir kervana haydutların saldırması halinde, zarar kervan sahipleri arasında bölüşülür.
Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinde bir tür nakliyat sigortası vardı. Gemi sahipleri, ticaret seferine çıkacakları zaman sermaye olarak deniz ödüncü denilen bir borç alırlardı. Eğer gemi sağ salim geri dönerse, gemi sahibi deniz ödüncünü misliyle geri öderdi. Ancak gemi yolda batarsa, deniz ödüncü gemi sahibinde kalırdı.
Yine aynı dönemde, Rodos Kuralları denilen bir düzenlemeyle müşterek avarya kavramı ortaya çıktı. Buna göre, kaptan bir tehlikeyle karşılaştığında gemisini kurtarmak için yükün bir kısmını denize atarsa, bu zarar gemi ve yük sahipleri arasında paylaşılırdı.

TÜRKİYE'DE SİGORTACILIK
Sigorta kelimesi, Türkçe'ye İtalyanca sicurta kelimesinden geçmiştir.
Ahilik teşkilatı gibi mesleki loncalar, kurdukları yardım sandıklarıyla Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk sigorta örneklerini verdiler. Bu sandıklar yangın ve ölüm gibi bugün de sigorta konusu olan risklere karşı üyelerini koruyordu.
Bu ilk örnekler dışında, Türkiye'de sigortacılık geç gelişti. Bunun nedeni olarak İslam dininin kadercilik anlayışı gösterilir. Belki de daha önemli bir neden, ticaretin ve mali yapının Batı Avrupa'ya kıyasla geri kalmış olmasıydı.
1870 yılında özellikle İstanbul'daki azınlıkların ve yabancıların mallarını etkileyen Beyoğlu yangını, sigorta düşüncesinin yaygınlaşmasına ve ilk sigorta şirketlerinin kurulmasına neden oldu. Bunların çoğu yabancı kökenliydi. İlk yerel sigorta şirketi, 1893 yılında kurulan Osmanlı Umum Sigorta Şirketi oldu. 1864 tarihli Deniz Ticareti Kanunu'nda sigortacılıkla ilgili ilk düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler 1906'da kara sigortacılığına özel hükümler kanunlaşıncaya kadar kıyas yöntemiyle kara sigortalarında da kullanıldı. Yabancı sigorta şirketlerinin başına buyruk çalışmalarını düzenlemek amacıyla 1914'te sigorta denetimi konusunda ilk kanun çıkarıldı.

SİGORTA YAPTIRIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Sigorta poliçenizi düzenleyen kişilere doğru ve tam bilgi veriniz.
Sigorta sözleşmeleri, sigorta ettirenin/sigortalının beyan esasına göre düzenlenmektedir. Sigorta ettiren/sigortalı, poliçenin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayacak şekilde sigorta şirketine bildirimde bulunmalıdır. Aksi takdirde, sigorta ettirenin beyanının gerçeğe aykırı veya eksik olması halinde, sigorta şirketi, sözleşmeyi daha ağır şartlarla yapabileceği gibi sigorta poliçesini de iptal etme hakkına sahiptir.
Poliçenizi mutlaka okuyunuz
Sigorta poliçesi, sigorta ettiren/sigortalı ile sigorta şirketi arasında yapılan bir sözleşme olup, her iki tarafı da bağlayan hükümler içermektedir. Bu nedenle, tarafların yükümlülüklerinin öğrenilmesi için poliçe ve eklerinin mutlaka incelenmesi gerekmektedir.
Sigorta genel şartlarını inceleyiniz.
Sigorta genel şartları, söz konusu sigorta ile temin edilen haller ve sigorta teminatı dışında kalan haller ile sigorta şirketine ve sigorta ettirene düşen görevler gibi temel konulara ilişkin düzenlemeleri açıklayan mevzuat olup, sigorta şirketleri tarafından sigorta ettirene verilmektedir.
Satın alınan ürün hakkında ayrıntılı bilgi edinilmesi, sigorta yaptırılmadan önce ya da sigorta yaptırıldığı zaman söz konusu genel şartların, ileride karşılaşılabilecek sorunları en aza indirmek amacıyla sigorta ettiren tarafından çok iyi okunması gerekmektedir.
Sigorta teminatının kapsamını tam olarak inceleyiniz.
Sigorta poliçesi tarafından sağlanan teminatların kapsamı ile sigorta ettirene sağlanan güvencelerin neler olduğu konusunda tereddüte yer vermeyecek şekilde sigorta ettiren tarafından bilgi edinilmelidir.
Sigorta poliçesinde yer alan özel şartları inceleyiniz.
Sigorta şirketleri tarafından söz konusu genel şartlara ve varsa eklerine aykırı düşmemek, sigorta ettirenin aleyhine olmamak ve genel şartların teminatlarını daraltmayacak şekilde özel şartlar düzenlenmektedir. Dolayısıyla, özel şartlar hakkında sigorta ettiren tarafından bilgi sahibi olmak, ileride karşılaşılabilecek sorunları önlemek amacıyla büyük önem taşımaktadır.
Sigorta poliçesi hakkında her türlü konuyu sigorta sözleşmesini düzenleyen kişilere sormaktan kaçınmayınız.
Sigorta ettiren tarafından poliçe ve eklerinde yer alan tüm hükümler tamamıyla okunduğu halde, anlaşılmayan hususlar var ise, sigorta ettiren tarafından sigorta poliçesini düzenleyen kişilere sorulmalı, yeterince bilgi alınamadığı durumlarda ise, bir sigorta uzmanına ya da sigorta konusunda uzmanlaşmış bir avukata danışılmalıdır.
Poliçenizin prim tutarını/ücretini mutlaka ödeyiniz.
Sigorta teminatı, sigorta ücretinin tamamının veya taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ise, ilk taksidin ödenmesiyle başlamaktadır. Sigorta teminatının başlayabilmesi için sigorta şirketine poliçede belirtilen prim tutarının, mutlaka sigorta ettiren tarafından ödenmesi gerekeceğinden poliçe teslimine rağmen prim ödenmemişse sigortacının sorumluluğu başlamamaktadır. Dolayısıyla, sigorta priminin sigorta ettiren tarafından zamanında yatırılması ve makbuzun saklanması gerekmektedir.
Poliçenizde muafiyet ve/veya müşterek sigorta uygulamasına dikkat ediniz.
Sigorta şirketi ile sigorta ettiren, tesbit olunan bir miktara veya sigorta bedelinin belli bir yüzdesine kadar olan hasarların ya da hasarın belli bir yüzdesinin sigortacı tarafından tazmin edilmeyeceğini genel şartlara göre düzenleyebilmektedirler. Sigorta şirketi tarafından hasarın belli bir kısmının, sigorta ettirene paylaştırılmasına karşılık sigorta ettirenin ödeyeceği primden de indirim yapılmaktadır. Dolayısıyla, sigorta ettirenin hasar anında alacağı tazminat miktarını etkileyecek muafiyet ve müşterek sigorta uygulamasının avantaj ve dezavantajlarının sigorta ettiren tarafından çok iyi bilinmesi gerekmektedir.



2015 © Tüm Hakkı Saklıdır